Göktürk’ün göz bebeği Bistro Noisette en iyi malzemelerle hazırlanmış yemekleri, gün boyunca her moda eşlik edecek lezzetleri ve sunduğu bistro deneyiminin rahat, sıcak ve romantik ambiyansıyla misafirlerini ağırlıyor.
Avrupa’daki aile evinde hissettiren bistro deneyimi
Yiyecek sektöründe girişimci olan Jordan Dupont, çocukluk anılarında büyük bir yeri olan, 98 yaşında halen her öğlen yemek sofrası kuran Belçikalı babaannesinin evinden ilham alarak Bistro Noisette’i hayata geçiriyor. “İnsan mutlu olduğu yeri arar ve yaratır” diyen Dupont, babaannesinin tariflerini ve o evdeki komodinden, şamdanlara birçok küçük dekoratif detayı Bistro Noisette’e taşıyor. Dupont en büyük motivasyonunun kendisi ve ailesi için bu anıları yaşatmaya devam ettirirken, aynı zamanda çocukluğunun lezzetlerini kendisi gibi gastronomi tutkunlarıyla paylaşmak olduğunu söylüyor.
Bistro Noisette’in zengin menüsünde, yeniden yorumlanan klasikleşmiş lezzetlerin yanı sıra babaannenin İtalyan ve Fransız mutfağından esinlenen yemeklerinden bir kaçı da yer alıyor. Kendisinin en sevilen tarifleri arasında bulunan Polpette di Mamma birebir İtalyan usulüne sadık kalarak peynirli, kıymalı ve domates soslu olarak sunuluyor. Tereyağında kızartılmış Dana Schnitzel ve yine saatlerce pişirilerek tiftik haline getirilen etin eşlik ettiği Dana Ragu Pappardelle de imza lezzetler arasında. Kuzu Kelle Kroket, Noisette Tartare, Dana Gerdan Ragu, Vongole, Köy Tavuğu Ballotine de menünün öne çıkanlarından…
Günün her anına uygun
Bistro Noisette’de güne Noisette Atelier’in fırınından çıkmış taze kruvasanlar ya da 75 yıllık mayası Fransa’dan temin edilmiş ekşi mayalı ekmeklerle başlanıyor. Gün boyunca yenilebilecek paylaşımlık lezzetler, tatlılar ve farklı kokteyllerle Bistro Noisette akşamın ilerleyen saatlerine kadar büyük bir keyifle vakit geçirilecek bir ortam sunuyor.
